Translate

16 Haziran 2011 Perşembe

Borges’in Kısa Öykülerinin Sırrı…

 Arjantinli yazar, şair, kütüphaneci Jorges Luis Borges, öykülerinde gerçek dışı kitaplardan ve kişilerden sözetmesinin nedeninin, “yazarken kendisini yalnız hissetmesi” olduğunu söylemişti:
“Bir hikayenin içine hem gerçek hem de düşsel karakterler koymak. Örneğin, uydurma bir kitaptan bir söz yazıp, hemen ardından gerçek bir kitaptan veya yazarı gerçekte varolan bir insan olan düşsel bir kitaptan sözetmek…  İnsan yazı yazarken kendini bazen çok yalnız hissediyor, bu da moralini yüksek tutmanın bir yolu.”


ULUSAL KÜTÜPHANE'DE VOLTA 

Borges, öykülerinin kısa olmasının nedeninin de körlüğü olduğunu açıklerken,  Arjantin Ulusal Kütüphanesi’nde görev yaparken nasıl yazdığını şu sözlerle dile getiriyor:

“Kendimi çok kısa yazılarla sınırlamak zorundayım. Bunun nedeni de, yazdıklarımı tekrar tekrar okuyup düzeltmekten hoşlanmam. Eskiden, dilediğim kadar çok müsvedde yazardım, şimdi ise sadece kafamda müsvedde yapabiliyorum. Sokakta yürürken veya Ulusal Kütüphane’de volta atarken, kafamda hep yazmak istediklerimin planını yapıyorum, ama tabii her defasında kafamda sadece kısa parçaları tutabildiğimden, uzun hikayelerle uğraşamıyorum. Mümkün olduğu kadar kısa tutmaya çalışıyorum: Soneler yazıyorum, örneğin veya bir iki sayfalık hikayeler. En son uzunca bir hikaye yazdım; altı sayfa kadar.”

(Borges ile Söyleşi, Richard Burgin, Mitos Yayınları)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder