Translate

8 Ocak 2012 Pazar

Orhan Veli ve Süleyman Efendi’nin Nasırı…


Edebiyat eleştirmeni Berna Moran, bugün çok fazla üzerinde durmadığımız, yazarın eseriyle ilgili yorumunu olduğu gibi kabullenme kolaycılığımızı sorgulamamızı sağlayacak bir ilkeye sayfalar ayırmıştır.

“Yazarın amacı olan anlamla, eserin anlamı aynı olmayabilir; bundan ötürü eserin yorumlanmasında son söz, eseri yaratan sanatçının değildir. Yazar da eseri karşısında bizim gibi bir okurdur; yaptığı yorumu öteki yorumları değerlendirdiğimizi gibi değerlendiririz. Eserin bir tek yorumu yoktur.(…)

“Yazarın yorumu ile yetinmememizin başka nedenleri de vardır. Çoğu kere iyi bir sanat eserinde sanatçının farkında olmadan koyduğu şeyler bulunur. Eserin anlamı onun sandığından daha zengindir. (…) Nitekim büyük sanat eserleri çağlar boyunca didiklenmiş, yeni yorumları yapılmış, gizli kalmış zenginlikleri belirtilmiştir. Hamlet eleştirileri bu söylediğimizi doğrulayacak örneklerdir.”

ŞİİR VE NASIR!..

Moran, 1941 çıkışlı Garip akımının Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat ile birlikte üçüncü şairi Orhan Veli Kanık’ın, “Süleyman Efendi’nin nasırı” ndan sözettiği  şiirini “anlam” sorunu açısından değerlendiriyor, ama önce söz Orhan Veli’nin:

KİTABE-İ SENG-İ MEZAR

Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar,
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi,
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah’ın adını,
Günahkar da sayılmazdı.

Yazık oldu Süleyman Efendi'ye.

Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için,
Bir aksam uyudu;
Uyanmayıverdi.

(…)

Orhan Veli’nin, Süleyman Efendi’nin nasırından söz edip ‘Yazık oldu Süleyman Efendi’ye’ diye bitirdiği şiir, o günlerde şaşkınlık yaratmış, yadırganmış ve çok hücuma uğramıştı. Oysa şair bu tarz bir şiiri belli bir amaçla yazmıştı. Eski şiirde yıkmak istediği şeyler vardı. ‘Ben hayatı sadelik içinde geçmiş basit bir adamın hayatından bahsetmek istedim. Acayiplik olsun diye yazmadım.’ diyor. Arkadan Melih Cevdet Anday da ‘Gerçekte o şiir Orhan Veli’nin yıkıcı şiirlerinden biridir. Şiirimizi kibarlıktan, hasta bir duygululuktan temizlemek istiyordu’ diyor. Amacın açıklanması şiire ne yönden bakacağımızı gösteriyor ve diyelim ki, bu şiir yıkıcılık amacında başarıya ulaşmıştı; o halde şiir başarılı, güzel bir şiir midir? Asım Bezirci şu yargıya varıyor: ‘Gerçi, Kitabe-i Seng-i Mezar’a güzel bir şiir denemez, yer yer nesre kayar, dili de arı ve duru sayılmaz ama alabildiğine yeni ve yıkıcı bir eserdir. Bundan dolayı, yayımlanınca bomba gibi patlar, çevresinde geniş yankılar uyandırır.’ Yani her amacın gerçekleşmesi şiirin güzel olmasını sağlamıyor.”

(Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, Berna Moran, Cem Yayınevi)
(Bütün Şiirleri, Orhan Veli Kanık, YKY Yayınları)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder