Translate

9 Ocak 2012 Pazartesi

Sofiya Tolstoy’un Pişmanlığı...



Sofiya Tolstoy, ölmeden hemen önce pişmanlığını oğlu Sergei Tolstoy’a, “Durmadan onu (Tolstoy) düşünüyorum. Onunla yaşıyor ve ona karşı iyi olamadığım, ona iyi davranamadığım için acı çekiyorum.” sözleriyle dile getirir.

Anne ve babaları kızgın veya keyifsiz oldukları zaman, çocukları birbirlerine bakar ve “Bak, şimdi güncelerini yazmaya gidecekler!” derlermiş.

Günce yazmaya gidecek olanlar Leon Tolstoy ile karısı Sofiya Andreevna Tolstoy'dur…Aralarında sorun olduğunda, bir tür terapi gibi bununla ilgili duygularını güncelerine yazarlar. Ama bunun terapi olmasını engelleyen en önemli olay daha sonra yaşanır, çünkü Tolstoy’un torunu Tania Sukhotin Tolstoy'un ifadesine göre, büyükbabası ile anneannesi gizlice birbirlerinin günlüklerini okurlar:

“SOFİ'Yİ GÜCENDİRDİ"

Sofi ve Leon Tolstoy’un (biraz anormal olduğunu söylemeye cesaret edeceğim) bir huyları vardı: birbirlerinin özel güncesini okumak. Bu huy, onların evlilikleri boyunca sürdü. Bu hastalıkları bir sürü kırıklığa ve üzüntüye neden olduğu gibi, hiç kuşkusuz, zaten yeterince karmaşık ve dayanıksız olan ilişkilerini de sadeleştirmedi. Bu durum, Leon Tolstoy’un evlenmeden önce, bekarlık güncesini genç nişanlısına açıklama kararı verdiğinde başladı. Bu günce o denli buruk ve çetin, o denli ayrıntı ve anlatımlarla doluydu ki, Sofi’yi gücendirdi, şaşırttı ve aşırı kertede yaraladı. (…) Günceyi genç kıza okuduktan sonra uykusuz bir gece geçiren Tolstoy kızın evlenmekten vazgeçebileceği düşüncesiyle dehşete kapıldı. Ertesi sabah nişanlısının yanına çok sıkıntılı olarak geldi ama o kendisini kucaklayarak karşıladı. Ve birbirlerinin kolları arasında ağladılar. Bununla birlikte, güncesinin okunmasından kaynaklanan kırıklık genç kadının gönlünden hiç silinmedi.”

SARAY DOKTORUNUN KIZI

Kont Leon Tolstoy, Kremlin Sarayı’nda oturan saray doktorunun kızı Sofiya Behr ile evlendiğinde, ondan onaltı yaş büyüktü. 18 yaşındaki genç kızın ailesi zengin değildi, kendi işlerini yapmaya alışkındı. 1862’de evlenen çift hayatlarını, çocukların eğitimi için kışları Moskova’da bir dönem bulunmak dışında Iaznaya Poliana köyünde  geçirdi. 

Torun Tania Tolstoy, “Büyükannem, 1862 yılından, kocasının öldüğü 1910 yılına kadar güncesini yazdı. 1905 tarihinden öldüğü 1919 yılına kadar da ayrıca Euphemerides (değişik tarihlerin aynı gününde meydana gelen olayların kaydedilmesi) adında bir tür günlük tuttu.” diye anlatır. Evin idaresi, çocukların bakımı, evdeki yardımcılarla birlikte hep Sofiya Tolstoy’a aittir. Evlendiklerinde zaten tanınmış bir yazar olan Tolstoy’un yazdığı eserleri kopya etme görevini de üstlenen Sofiya Tolstoy, bunu kırkbeş yıl boyunca sürdürmüştür.


DAHİNİN KARISI

Ama buna rağmen, eşler arasında çekişme yıllar geçtikçe azalacağına artar. Sofiya Tolstoy’un psikolojik rahatsızlığının ortaya çıkması, Tolstoy’un kendisini dine vererek, yeni bir hayat felsefesi arayışına girmesi, karşılıklı anlayışsızlıklar zaman zaman gerginliklerini artırsa da, torun Tania her ikisinin de her zaman birbirlerini sevdiklerini söyler. 

Sofiya Tolstoy, aslında zor bir görevle karşı karşıya olduğunun bilinciyle, kendisinin çok suçlanacağını görerek güncesinde şu dilekte bulunur:

“Gençlik yıllarından beri, bir dâhinin, bir büyük adamın karısı olmak gibi üstün bir yeteneği, zayıf omuzlarında taşıma gücüne sahip olmayana karşı hoşgörülü olunsun.”

(Sofiya Tolstoy’un Güncesi, Düşün Yayınları)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder