Translate

18 Şubat 2011 Cuma

Yakup Kadri, Hamid’e Hayrandı…

Yakup Kadri Karaosmanoğlu ( 1889-1974), Yahya Kemal’in aksine, Abdülhak Hamid Tarhan’a hayrandır. 
“Nereden çıktı bu adam? Ona gelinceye kadar hep basmakalıp hisleri ifade etmekten başka birşeye yaramayan Türkçe, bunun ağzından beşeri ıstırapların hemen hepsini tebliğe kadir bir orkestra haline giriveriyor. Ey mumyalar, kalkınız; yeni adam, sizin çürüdüğünüz bu mahzenin içinde yeni adam doğdu; açın kapıları, kaldırın şu ağır kapağı; yeni adam, bütün cihan önünde sizin hailenizi (trajedi) tek başına oynayacak…” 
Nurullah Ataç, Abdülhak Hamid’e Karşı
Ataç (1898-1957), Hamid’den hiçbir zaman hoşlanmaz:
Abdülhak Hamid, belki eskiyi yıkmıştır ancak yerine yeni bir güzellik getirmemiştir. (…) Birini büyük şair diye tanıtmak mı istiyoruz, koyalım eserini ortaya anlatalım çocuklarımız okusun o kitapları, o şairin büyük olup olmadığını kendileri söylesin.”
Mehmet Kaplan’ın Hamid Yorumu
Mehmet Kaplan, Türk şiir tarihi içinde, Hamid’i ‘nazari olarak değil, fiili olarak Divan Edebiyatı’nı yıkan ve yeni bir şiir kurmaya çalışan insan’ olarak değerlendirir.”
Kaplan, Hamid’in şiiri hakkında 1978 yılında şunları yazar:
“Edebiyatımızın bu merhalesinde Hamid, estetik ve metafizik bir kainat görüşü ortaya koymak, yeni ve şairane bir üslup yaratmak suretiyle, kendisinden öncesine nazaran gerçekten yeni bir şiir vücuda getirdi ve devri içinde, haklı olarak ‘şair’i azam’ sayıldı. Tanzimat devrinin en büyük zirvesi olan bu şaire, bugünden bakarsak, onu kendimize hayli uzak ve küçük görürüz. Onunla aramızda birkaç neslin mesafe ve ufku kapayan yeni zirveleri vardır. Fakat biz bugünden düne doğru gitmiyor, dünden bugüne doğru geliyoruz. Tarihin akışına uygun olan bu yolda, Hamid’in yanından geçerken, onun şiirinin daha öncekilere göre, gerçekten yeni ve güzel bir manzara gösterdiğini inkar edemeyiz.”
Güzel Şiirleri
Hamid’in şiirlerini derleyen İnci Enginün:
Hamid’in asıl güzel şiirleri, karısının (ilk eşi Fatma) hastalığı ve ölümüyle büsbütün zenginleşen ihsaslarla dolu, ‘Bunlar O’dur’ da yeralır. Kitap 1885 yılında çıkar. (…) Hamid’in Hindistan’a gittikten sonra geniş ve vahşi tabiatı idraki, onun duyuşlarına tesir etmiştir. Ayrıca, öteden beri ilgisini çeken Hindistan ile karşılaşması, Hamid’in egzotik edebiyatın canlı ve güzel parçalarını yazmasına da sebep olmuştur. (…)
“Hamid, ‘Bunlar O’dur’ da karısının hastalığı ve ölümünün geliştirdiği, kuvvetli bir ölüm korkusu, sevgiliden ayrılma ve Tanrı’ya sığınma duygularını terennüm eder. Çeşitli isyanlarından sonra kitabın son şiiri olan ‘Tehlil’ de yeni baştan Tanrı’ya sığınması, manalıdır ve ‘Makber’deki isyanlar ile Tanrı’ya sığınışların başlangıcını verir.”

(Abdülhak Hamid Tarhan, Bütün Şiirleri 1, İnci Enginün, Dergah Yayınları)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder