Translate

7 Temmuz 2011 Perşembe

Sanatçı dehası nedir? Balzac, Mikelangelo, Bach…

Fransız düşünür Alain (Emile Auguste Chartier), dehanın içten gelen çok doğal bir dışavurum olduğunu düşünür ve bunun için Balzac, Mikelangelo ve Bach’tan örnekler verir:

“Ben Balzac’ta bir kez olsun güzel şeyler yazmak amacıyla karşılaşmadım. Onda, daha çok doğru yazma eğilimi var. O, yalnızca buna bakar. Tıpkı, su kemerlerinin yalnızca sağlamlığına bakıldığı gibi…
Mikelangelo’nun mektuplarını okudum. Sizin de okumanızı salık veririm. Bir duvarcının işyerine girdiğinizi sanacaksınız. Anlaşılan, bu olağanüstü kişi, düşünmüyordu güzelliği. Bir eseri bitiriyor, ardından bir başkasına başlıyordu. Biricik kaygısı mermerleri oymak ve cebinde taş ocağı işçilerine, sandalcılara, arabacılara ödeyecek parayı bulunmaktı. O, hiçbir zaman, ‘iyi esinler (ilhamlar) geleceğini umuyorum’, demedi; yalnızca şunu dedi: ‘Bol gereç ve zaman bulacağımı umuyorum. Yeni papanın da öncülünün (selefinin) tasarılarını sürdüreceğini umuyorum.’ Onun için önemli olan, ancak uzun ve güç çalışmalardı; ne gerçekleştirilecek bir yetkinlik (mükemmellik) ne de belirtilecek duygular umurundaydı. Sert bir insandı: Zor örnekleri seçen, kendini tüm işine vermiş, tasalı bir insan. Hiç kendini düşünmeden, karşılık beklemeden, ün ve şan kaygısına kapılmadan yaşadı. Başka hiçbir sanatçının onun kadar kendinden kaçabileceğini sanmıyorum. Hatta daha ileri giderek diyeceğim ki, onda deha ‘yapmasını bilmek’ten başka bir şey değildi. Beğeni eksikliğinde bile işçilik eksikliği görmesi bundandı. Bach da kötü bir müzisyen için aynı şeyi söyler: ‘O, işini bilmiyor.’

“İşte bu, dehaya vergi bir görüştür.”

(Edebiyat Üstüne Söyleşiler, Alain, Say Yayınları)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder