Translate

11 Temmuz 2010 Pazar

Maalouf Neden Halifelik İstedi?

Türkiye’de bazı köşe yazarları tarafından Atatürk’e övgü olduğu gerekçesiyle reklamı yapıldıktan sonra çok satanlar arasına giren Amin Maalouf’un ÇİVİSİ ÇIKMIŞ DÜNYA adlı kitabı, aslında tam tersi bir görüşü ümitsizce telkin etmeye çalışıyor.


Gerçekleri çarpıtarak kitaba yanlış övgüler yapan köşe yazarları bunu kasıtlı mı yaptılar bilinmez…

MAALOUF’UN HAYALİ

Ama bu kitap Maalouf’un, ÖLÜMCÜL KİMLİKLER’den (1998) on yıl sonra görüşlerinde büyük bir değişiklik olduğunu gösteriyor.

Arap coğrafyasıyla birlikte Türkiye’yi ve tarihini çok iyi bilen Maalouf, İslam dünyasındaki radikalizme ve terörizme çözüm olarak, Hıristiyanlık’taki papalığın karşılığı olan halifeliği öneriyor. İslam dünyasındaki tartışmalar ve kafa karışıklıklarına  bir halifenin fetvasının son vereceğini düşünmek gibi bir hayal kuruyor.

Neden acaba?

ARACIYA GÜVENSİZLİK 

Üstelik, “İslamiyette ise, bunların hiçbiri yok: Kilise yok, din adamı sınıfı yok, aforoz yok. İslamiyet, başlangıçtan beri, ermiş ya da şeyh olsun her türlü aracıya karşı büyük bir güvensizlik sergilemişti; insanın yaratıcısıyla baş başa olduğu, sadece O’na seslendiği, sadece kendi içinde O’nun tarafından yargılandığı düşünülüyordu” yorumunu yapmış olmasına rağmen…

Maalouf, büyük bir saflıkla, “İslamiyette merkezi bir kuruma, din adamlarına karşı sergilenen karşıtçılığın da, Kilise’ye benzer güçlü bir kurumun ortaya çıkmasını engelleyerek, Müslüman toplumlarında dinle ilgili konuların zincirinden boşanmasına yolaçacağı kesinkes tahmin edilemezdi.” diyebiliyor.

Maalouf bununla da yetinmeyerek şu yorumu yapıyor:

“(Papalık) Dinde doğruluğun yetkili bekçisi olarak, Katolik toplumlarının entelektüel istikrarının ve hatta kısaca toplumların istikrarının korunmasına katkıda bulundu. İslam alemindeyse, ne zaman din adına bir anlaşmazlık baş gösterse, böylesi bir kurumun eksikliği hissedildi.”

SUÇ HALİFELİĞİ KALDIRANLARDA

Maalouf, İslam dünyasındaki sorunların nedeni olarak, 1924 yılında halifeliğin TBMM tarafından kaldırılmasını gösteriyor.

Sanki radikal İslamcı gruplar halifeyi dinleyecekler, uslu öğrenciler gibi halifenin fetvalarının dışına çıkmayacaklar!!!

Suç, bu radikal grupları perde arkasından besleyip büyütüp, sonra da onlarla mücadele eder gibi görünen Batılı güçlerde değil de, halifeliği kaldıran Atatürk’te!!!

Eğer Türkiye, yeniden halifeliği canlandırır ve bir halife belirlerse, İslam dünyasının liderliğini üstlenir ve yaramazlık yapanları cezalandırır; böylece İslam dünyasının bütün sorunları çözülür!!!

PAPALIĞA BENZER KURUM

Bu konuları araştırmış ve en iyi şekilde görebilecek durumdaki  Maalouf’un kendi çelişkilerinin farkına varamaması şaşırtıcı.

Maalouf gibi bir entelektüelin şu cümleleri yazmış olması ise daha da şaşırtıcı:

“Benim gözümde, İslam alemini etkileyen başıboşluk, insanların kargaşaya sürüklenmesini isteyen ‘ilahi bir emir’den çok, siyasetle din arasına sınır çekebilecek, ‘papalığa benzer’ bir kurumun yokluğundan kaynaklanıyor.”

(Amin Maalouf, Çivisi Çıkmış Dünya, YKY Yayınları)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder