Translate

8 Haziran 2010 Salı

Nasıl Radikal Olunur?

“Dünya çapında bir provokatör.”

Türkçe’de yayınlanan yeni kitabı Genç Felsefeciye Mektuplar/Letters to a Young Contrarian’da yazar Christopher Hitchens, bu sözlerle tanıtılıyor. Renkli, mücadeleci, gençliğinde ABD’nin Vietnam, Şili başta olmak üzere birçok ülkeye müdahalesine karşı çıkmış olan Hitchens, artık o çizgiden çok uzaklarda olsa da hala “muhalif/radikal”lik konusunda “uzman” sayılan bir isim. Bu “uzman”lığı nedeniyle Hitchens, kendisine, Rainer Maria Rilke’nin, Genç Bir Şaire Mektuplar kitabındaki gibi mektuplar halinde, nasıl muhalif/radikal olunacağını anlatması için yapılan öneriyi kabul eder ve Genç Felsefeciye Mektuplarkitabını kaleme alır.

IRAK İŞGALİNE DESTEK

Oysa Hitchens, artık bugün ne çeşitli ülkelerde muhaliflere destek verdiği için tutuklanan; ne Stalinist rejimin son günlerinde Prag’da hapiste kısa bir süre de olsa kalan; ne ırk ayrımı dönemine ait Güney Afrika kriket takımına karşı bir konuşma yaptığı için İngiliz polisi tarafından yakalanmış bir kişi değil. Hitchens artık Bush yönetiminin Irak işgaline destek verecek kadar bugünün Amerikalı muhaliflerinden kopmuş biri.

CLİNTON'A DÜŞMAN

Bush’un politikalarına bu kadar hoşgörülü yaklaşan Hitchens, Clinton örneğinde olduğu gibi istediğinde acımasız bir düşman olabiliyor. Hitchens, “sabit fikirli” olarak görülmekten çekinmeden her konuşmasında “yalnızca kendi çıkarını gözeten hilekar Clinton”ı suçlamaktan kaçınmamakla övünerek, radikal olmaya hazırlananlara, “(…) senden rica ediyorum; sabit fikirli olduğunun düşünülmesinden korkma” der.

DİN KARŞITLIĞI

Öte yanda Hitchens’ın, giderek muhalefet dozunu artırdığı iki konu, dinler ve ırkçılık. Dinlere karşı savaşının bir parçası olarak çok satan birçok kitabı yayınlanan Hitchens, bugün artık Marksist çizgiden fazlasıyla uzaklaşmış ve “sol” ile ilişkisini sorgulayan bir kişi olarak dünyadaki sorunların arkasında ekonomik ve sınıfsal ayrımların değil, ırkçılık ve dinlerin yattığını savunur. Hitchens, ancak ırkçılık ve dinler ortadan kalkarsa, dünyadaki sorunların çözülebileceği bakış açısıyla, ırk ayrımcılığının ve dinlerin kimler tarafından, hangi amaçlar için kullanıldığını görmemeyi tercih eder. Hitchens, radikal olmaya hazırlanan gençlere de din karşıtlığını önerir ve “Herhangi bir zihinsel özgürlüğün vazgeçilmez koşulunun böyle bir şey (dini inançlara bağlanmak) olmadığını kavramak olduğunu düşünüyorum” der.

MUSEVİLİĞİN ÜSTÜNLÜKLERİ

Ama diğer yandan Hitchens, kendisinin oldukça zengin dini haritasını çıkarırken, bu görüşüyle çelişecek bir yorumda bulunur: Hitchens, Anglikan olarak vaftiz edildiğini, zorunlu dini eğitim verilen bir Metodist yatılı okulunda eğitim gördüğünü, Yunan Ortodoks Kilisesi’ne kabul edildiğini, “Yahudi bir annesi olduğunu ve bir zamanlar seçkin bir hahamla evli” olduğunu anlattıktan sonra, “Museviliğin Hıristiyanlığa göre bazı üstünlükleri vardır (..)” sözleriyle dinler arasında sınıflandırma yapmaktan çekinmez.

ENTELLEKTÜEL

Hitchens, Genç Felsefeciye Mektuplar’da, gençlere tavsiyelerde bulunurken, Alfred Dreyfus, Emil Zola, Noam Chomsky, George Orwell, Nelson Mandela’dan örnekler verir. Hitchens, “entelektüel” teriminin başlangıçta Dreyfus’un suçluluğuna inanan Fransızlar tarafından uydurulduğunu; bu terimin “hastalıklı, iç dünyasını inceleyen, hain ve güçsüz” kişiler için kullanıldığını anlatır. Hitchens’e göre, “J’Accuse/Suçluyorum” başlıklı ünlü mektubunu yazarak Dreyfus’a özgürlük kapısını açan Zola, “herhangi ciddi ve hümanistik bir radikal için model oluşturabilir.”

DALAİ LAMA

Hitchens, “Dile her zaman dikkat et” tavsiyesini vermek için Dalai Lama’nın, The Art of Happiness: A Handbook for Living/ Mutluluk Sanatı:Yaşam için Elkitabı’ının giriş cümlesini aşağılar: “Söylenebilecek en iyi şey, bir dizi saçmalıktan bahsettiğidir. Nedeni sonuca bağlayan bir parça sakız bile bulunmuyor; konuşmacı kanıtlamak zorunda olduğu şeyi varsayıyor” der.

DE OMNİBUS DİSPUTANDUM/HERŞEYDEN ŞÜPHE ETMELİ

Hitchens, Karl Marx’a, en sevdiği nükteyi söylemesi istendiğinde, “de omnibus disputandum / herşeyden şüphe etmek gerekir” dediğine dikkat çekerek, “Onun hayranlarının çoğunun bu deyişin özünü unutmuş olmaları ne yazık” görüşünü dile getirir ve “Muhalif için şüpheci bir zihniyet, en az herhangi bir prensip zırhı kadar önemlidir” vurgusunu yapar.

Hitchens, Orwell’in bir zamanlar başka bir bağlamda söylediği, “Görülmesi en zor olan şey, genellikle burnunuzun ucunda olandır” ifadesinden hareketle,“Çok nadir olmamak üzere, açıkça ortada olanı fark etmeme konusunda önemli bir toplumsal baskı da bulunduğunu” belirtir.
Hitchens, “Körelme durumları ve alışılmış olanla mücadele etmek için elinden geleni yap. Aşikar ve belirli olanı sorgulamak, de omnibus dubitandum (her şeyden şüphe edilecektir) deyişinin önemli bir öğesidir” der.

RADİKAL OLMAK

Hitchens, “halkın fikri”nin genellikle “işlenene” kadar hazır hale gelmeyeceğini, genel seçimlerin bile, edilgen kostümlü provalarla gittikçe daha fazla tehlikeye girdiğini düşünür, çünkü “anketler anketleri, koşullar/oylar oyları getirir.” Hitchens, radikal olmak için, “(Biz) ile ilgili olarak güvenle konuşan ya da (bizim) adımıza konuşan kimseye güvenmemek” gerektiğini vurgular.

"FARKLILIK ÇOK AZ"

Hitchens, bir başka tavsiyesinde de, “Mümkün olduğunca çok seyahat etmen ve kendini bir enternasyonalist tarafından geliştirmeni şiddetle salık veriyorum. Bir radikal olarak eğitiminde, herhangi bir kitabı okuman kadar önemi var” der. Ama Hitchens, İngiltere’de doğmuş ve onun eğitimli sınıfından yetişmiş bir kişi olarak seyahat etmenin kendi “zihnini daralttığını” söyler ve “Keşfettiğim şey, çok sıradan ve heyecan verici olmayan bir şey: insanların her yerde aynı olduğu ve türümüzün üyeleri arasındaki farklılık derecesinin çok az olduğu” yorumunu yapar.

GENÇ FELSEFECİYE MEKTUPLAR
Christopher Hitchens,
Çeviren: Zeynep Ertan,
Profil Yayıncılık/Profil Bilim,
2008,
128 sayfa,
8.50 YTL

Radikal Kitap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder