Translate

4 Haziran 2010 Cuma

Sokrates’ten Mesajlar

Yunanlı filozof Sokrates, 70 yaşını aştığı halde ilk ve son defa hakim huzuruna çıktığı zaman yaptığı konuşmayı kapsayan Sokrates’in Müdafası/Savunması, insan gerçeğinin, Sokrates‘in yaşadığı M.Ö. 470-399 tarihleri arasında da günümüzden hiç farkı olmadığını ortaya koyar.

İnsan, o zaman da bugün de aynı hırs, bencillik ve korkularla aynı hataları yapabilmektedir. Sokrates‘in savunasının önemli bir mesajı, günümüzde olduğu gibi o çağlarda da BİLGİ‘nin büyük bir güç olmasıdır. BİLGİ, o gün de öyle bir güçtür ki, yöneticilerin Sokrates’ten korkmalarının da nedenidir.

TANRININ BUYRUĞU

Sokrates, “Yıllardan beri kafanızda kökleşmiş olan suçlamayı kısa bir zamanda söküp atmaya çalışmayalım. Eğer hakkımda ve hakkınızda hayırlı ise, bunu başarmayı ve kendimi temize çıkmayı
temenni ederim. Ama bunun kolay bir iş olmadığı da iyice biliyorum. Her ne ise, bunu Tanrının buyruğuna bırakalım; bana düşen vazife, kanunun emrine göre kendimi müdafaa etmektir.” sözleriyle savunmasına başlar.

Platon‘un, hocası Sokrates‘in mahkemedeki sözlerinden aktardıkları, Sokrares felsefesinin özünü verir:

“Atinalılar, bu şöhret bende bulunan bir nevi bilgiden, sadece ondan çıkmıştır. Bunun ne biçim bir bilgi olduğunu sorarsanız derim ki bu, herkesin elde edebileceği bir bilgidir; ben de ancak bu manada bilgim olduğunu sanıyorum. (…)

PARA İLE ERDEM

“Yanından ayrılırken kendi kendime dedim ki: doğrusu belki ikimizin de iyi, güzel birşey bildiğimiz yok; gene ben ondan bilgiliyim; çünkü o hiç birşey bilmediği halde bildiğini sanıyor; ben ise bilmiyorum ama bildiğimi de sanmıyorum. (…)

“Atinalılar, köpek hakkı için, bütün o araştırmalarımda baktım, asıl bilgisizler, bilgilidir diye tanınmış olanlar! Boştur denenlerde ise daha çok akıl var.“Ben, genç, ihtiyar hepinizi, vücudunuza, paranıza değil, herşeyden önce ruhun en yüksek terbiyesine önem vermeniz gerektiğine kandırmaktan başka birşey yapmıyorum. Evet, benim vazifem, size, para ile erdemin elde edilemeyeceğini, paranın da genel olsun özel olsun her türlü iyiliğin de ancak erdemden geldiğini söylemektir. Ben bunları öğretmekle gençleri doğru yoldan ayırıyorsam, zararlı bir insan olduğumu kabul ederim.

"SİYASİ İLE UĞRAŞSAYDIM"

“Atinalılar, size saygı ve sevgim vardır; ancak ben size değil, yalnız Tanrıya başeğerim, ömrüm ve kuvvetim oldukça da iyi biliniz ki, felsefe ile uğraşmaktan, karşıma çıkan herkesi buna yöneltmekten, felsefeyi öğretmekten vazgeçmeyeceğim(…)

“Atinalılar, ben siyasa ile uğraşsaydım, besbelli ki çoktan yokolurdum, ne size ne de kendime hiçbir iyilikte bulunamazdım. Canınız sıkılmasın ama hakikat şudur ki, devlette görülen birçok kanunsuz, haksız işlere karşı doğrulukla savaşarak size veya herhangi başka bir kurula karşı giden hiçbir kimse ölümden kurtulamıyor. Evet, ancak hak yolunda çalışan bir kimsenin, kısa bir zaman olsun yaşayabilmesi için, devlet adamı değil, sadece yurttaş kalması gerekiyor.

“…ben, tanrıların varlığına, ey Atinalılar, bütün beni suçlayanların inandığından daha yüksek bir manada inanırım; bundan dolayıdır ki, sizin için ve benim için hayırlısı ne ise ona karar vermek üzere davamı size ve Tanrıya bırakıyorum.(…)

ÇOCUKLARI İÇİN VASİYET

“Sizden dileyeceğim birşey daha kaldı: Çocuklarım büyüdükleri zaman, Atinalılar, erdemden çok zenginliğe yahut herhangi birşeye düşkünlük gösterecek olurlarsa, ben sizinle nasıl uğraşmışsam, siz de onlarla uğraşınız, onları cezalandırınız; kendilerine, kendilerinde olmayan bir değeri verir, önem vermeleri gereken şeye önem vermez, bir hiç oldukları halde kendilerini birşey sanırlarsa, ben sizi nasıl azarlamışsam, siz de onları öyle azarlayınız. Bunu yaparsanız, bana da oğullarıma da doğruluk etmiş olursunuz.

“Artık ayrılmak zamanı geldi, yolumuza gidelim: Ben ölmeye, siz yaşamaya. Hangisi daha iyi? Bunu Tanrıdan başka kimse bilmez.”

SOKRATES’İN MÜDAFAASI
PLATON/EFLATUN
Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları
1999

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder